Sizler yaşamınızı nasıl sürdürüyorsunuz? Arkadaş olamaz mıyız?
diye merakla seslenmiş. Gelen yanıtlardan anladığı kadarıyla gündüz yaşamlarını sürdürmek için çalışıyor, geceleri toplanıp aralarında konuşuyormuşlar. Onlara katılmak için yerinden çıkmış ve yavaş yavaş toplandıkları yere doğru sürünmüş. Kendisini kollayarak dalların arasında yerini alınca, çevresine bakınmış. Diğerleri ona `Hoş geldin` demişler. Kendisinden daha kalın olanlar, boğumları üzerinde sarı benekleri olanlar, boğumları kahverengi uzun tüylerle kaplı olanlar, daha küçük ya da daha büyük bir çok tırtıl varmış burada. Herkesin yerleştiğini gören irice bir tırtıl, bir iki öksürüp diğerlerinin susmasını beklemiş ve sessizlik oluşunca, söze başlamış:
- Hoş geldiniz. Bugünkü toplantımızı açıyorum. Bugün benekli tırtılın anlatı günü. Bakalım benekli tırtıl bize neler anlatacak?
Benkli tırtıl, boynunu uzatıp dallar arasında sessizce onu dinleyan diğer tırtılları süzdükten sonra boğazını temizleyip ses tonunu ayarlayarak konuşmasına başlamış:
- Ben size bugün, tırtıl yaşamının ana düşüncesinden söz etmek istiyorum. Her tırtıl, yumurtadan çıkınca, salt büyümek için yaşamaz. Düşünmek ve kendini geliştirmek zorundadır. Her tırtıl duygularını denetlemek, varsa kötülüklerden arınmak için düşünce biçimini geliştirmelidir. Yaşamın her adımında, karşılaşılan her olaydan ders alınacak deneyler vardır. Her deneyden kazanılan beceri ve sonunda elde edilen öğreti o tırtılın olgunlaşmasını sağlayan bir adımdır. Olgunluğu kavramak, öğretileri anlayıp uygulamak ve hepsini özümseyebilmek bir tırtılın en önemli görevidir. Bu görevleri yaparken her tırtılın karşılaşacağı sorunlar, kendinden kaynaklanan eksikler olacaktır. Tırtıllar bu eksikleri bulup çıkartmalı, onları aşacak düşünceler üretmelidir.
Benekli tırtıl soluklanmak için anlatısına ara verince, küçük tırtıl, hayretle çevresine bakınmış. Onun beklentisi toplantının çok sıradan öykülerden oluşacağı biçimindeymiş. Bu tür bir anlatıyla karşılaşacağını sanmıyormuş. Tırtıl yaşamının gerekçesinin, bu denli önemli olduğunu da bilmiyormuş. Benekli tırtıl gücünü toplayıp konuşmaya başlamak için derin bir soluk alınca, küçük tırtıl anlatılanları öğrenmek amacıyla dikkatini toplamış, benekli tırtılı dinlemeye başlamış:
- Karamsarlığı ve kötülükleri içinden atabilen tırtıllar, olgunluğun doruğuna ulaşırlar. O zaman içleri güzelliklerle, iyiliklerle dolar. Sonra bir değişim süreci yaşanır. Doğa`nın en güzel yaratığı olursunuz. Doğa`nın güzelliğini süslemek için kendi güzelliğinizi sergilersiniz. Bu olay; mutluluğun doruğuna çıkmak, kusursuz ve erdemli olmak, Doğa ölçüsünde saf ve temiz olmak anlamına gelir. Bu toplantılarda amacımız: Kusursuz tırtıl olmak için birbirimize destek olmaktır.
Toplantı son bulduğunda, küçük tırtıl yuvasına dönerken kötülüklerin ve karamsarlığın ne olduğunu, onlardan nasıl arınacağını, nasıl kusursuz olacağını merak etmiş. Çok küçük olduğundan ne kötülükleri, ne de karamsarlığı biliyormuş. Onun, yaşamın daha başında olması, iyiyi kötüyü, güzeli çirkini ayırt etmesine engelmiş. Ama, `Ben de olgunluğun doruğuna ulaşmak isterim` diyerek sessizce kuytu köşesine gitmiş.
Ertesi gün, bulunduğu dalın ucundaki yaprakları yemeğe çalışırken hep benekli tırtılın anlattıklarını düşünmüş. Sürünerek başladığı yaşamın, nasıl iç güzellikleri yansıtcak boyuta erişeceğini, nasıl mutluluktan uçacağını düşünüp durmuş. Hatta `Olabilir mi?` diye kuşkulanmış bile... Tam bu düşünceler içinde yaprağını dalgın dalgın kemirirken, yaprakların arasından sızan Güneş ışınlarının ötesinden gelen bir çığlıkla irkilmiş. `Ne oluyor?` diye merakla başını kaldırıp baktığında, yaprakların arasından, bir kuşun ağzında çırpınan tombul bir tırtılın çaresizce debelendiğini görmüş. Kuş, gürültüyle kanatlarını çırpıp, avcılığının başarısını kutluyormuş. Biraz sonra acı çığlıklar sessizliğe gömülünce, `Kötülük bu olmalı. Bir canlının yaşamak için bir bakşa canlıyı yok etmesi olmalı...` diye . söylenmiş. |