|
| Konu Araçları | Görünüm Modları |
11-Aralık-2024, 08:28 | #1 |
Üye No: 83 Kayıt Tarihi: 22-Kasım-2024 Mesajlar: 156 Konular: 111 Nerden: Malatya Takımı: Galatasaray Meslek: Aldığı Beğeni: 6 Beğendikleri: 4 | Veteriner hayvan sağlığı hakkında faydalı bilgiler Nedenleri: Sığırlar obur hayvanlar oldukları için yemleri ile birlikte normal yem maddesi niteliğinde olmayan cisimleri de yemek isterler.Çoğunlukla da çiğnemeden yuttukları için pancar,turp,patates,elma gibi yumru biçimindeki maddeler yutak ve yemek borusunun tıkanmasına neden olur. Belirtileri: Genellikle bu tür cisimlerin alınmasından çok kısa süre sonra ortaya çıkar. Hayvanda ani bir huzursuzluk, yerinde duramama ve salya akışı görülür. Yutak veya yemek borusu tıkandığından ön midedeki (işkembedeki) gaz çıkışı engellendiği için hayvanın işkembesinde çok şiddetli bir şişlik başlar. Korunma Yolları:Sığırlara bu tür yumru niteliğindeki maddeler yedirilmemelidir. Sığırlar çöplük ve benzeri yerlerde otlatılmamalıdır. * Rumen Hipoaktivitesi (İşkembe İçeriğinin Yetersiz Olması) Nedenleri:Yemdeki enerji,protein ve iz elementlerin eksikliği,yemde bu maddelerin güç sindirilebilir olması,enerji/protein dengesinin bozulması,konsantre yemin yetersiz verilmesi,kötü kaliteli yemin çok yedirilmesi gibi nedenlerden ileri gelir. Kötü beslenme şartlarında sık görülmesine rağmen,hayvan sahipleri tarafından hastalık olarak değerlendirilmemektedir. Belirtileri:Genellikle iştahları iyidir ve normal gıda özelliğinde olmayan maddeleri de yeme istekleri vardır.Karında büyüme,sarkıklık ve baş,gövde ile ayakların gelişmesi arasında dengesizlik bulunur.Gelişme dönemindekilerde akranlarına göre büyüme geriliği oluşur. Süt veriminde azalma gözlenir. Korunma Yolları:Kötü ve dengesiz beslenme şartlarından kaçınmak gerekir. Konsantre yem / kaba yem oranı 3/2 olmalıdır. Yemlerine premiks katılmalıdır. * Basit Hazımsızlık ( Basit İndigesyon ) Nedenleri:Sığırlarda en sık rastlanan ön mide hastalıklarının başında gelir.Ani yem değişiklikleri,tane yemlerin fazla verilmesi,yemlerin ıslatılarak malama halinde yedirilmesi,donmuş ve küflenmiş yemler, yemleme zamanlarının düzensiz olması, yetersiz su verilmesi, kaba yemin yalnız silaj olarak verilmesi gibi nedenlerden ileri gelir. Belirtileri: İştahsızlık, süt veriminde ani düşüş, geviş getirmenin kaybolması ve işkembede orta derecede dolgunluk görülür. Korunma Yolları:Her türlü ani yem değişikliğinden kaçınılmalıdır. Bir yemden diğerine geçerken alıştıra alıştıra geçilmelidir. Yemler ıslatılarak malama halinde verilmemeli ve diğer nedenlere yönelik tedbirler alınmalıdır. * Rumen Asidozu ( Yem Tutması, Hamurlama ) Nedenleri: Tahıl taneleri,un,kepek,değirmen artıkları,nişasta ve bira fabrikası artıkları gibi yem maddelerinin normalden fazla ve ani olarak yedirilmesi; elma, üzüm posası, melas, şeker pancarı, incir gibi şekerli yem maddelerinin ve ekmek artıklarının birdenbire yedirilmesi veya hayvanın kontrolden çıkarak yemesi hastalığın başlıca nedenleridir.Ayrıca rasyonda kaba yem oranının az olması,hububat tanelerinin ezilmesi pişirilmesi veya kaynatılması,yemlerin ıslatılarak verilmesi de hastalığa neden olmaktadır. En sık rastlanan ön mide hastalığıdır. Belirtileri: Sığırlarda bu tür yemlerin yenmesinden sonra iştahsızlık, durgunluk dikkati çeker. Geviş alma görülmez, şiddetli olaylarda ayağa kalkamaz. 2-3 günden sonra açık renkli, kötü kokulu ishal gözlenir. Korunma Yolları: Ani yem değişikliklerinden kaçınmak gerekir.Nedenlerde belirtilen yem maddeleri dikkatlice verilmeli, azar azar alıştırarak yedirilmelidir. %50 tane yem içeren rasyonlarda 10 gün adaptasyon uygulanmalıdır. Kaba yem ve tahıllar karıştırılmamalıdır ve yemler ıslatılarak verilmemelidir. Sığırların başıboş kalarak yem ambarlarına, ekin tarlalarına, harman yerlerine, meyve ve sebze bahçelerine girmeleri önlenmelidir. * Rumen Alkalozu Nedenleri: Belirli bir alıştırma dönemi geçirmeden yapılan yem değişikliklerinde rasyonda protein veya protein olmayan azotlu maddelerin (yemlik üre) yüksek oranda katılması sonucu meydana gelir. Belirtileri: Tipik belirtileri yoktur ve hatta bazen hiçbir belirti gelişmeyebilir. İştah azalması,geviş getirmeme,arasıra rumende gaz toplanması gibi belirtiler gözlenebilir. Korunma Yolları: Yüksek proteinli rasyona geçilirken rasyonun enerjisi de aynı oranda artırılmalıdır.Süt ineklerinin rasyonuna besi sığırlarında kullanılan üre katılmamalıdır. * Rumende Gaz Oluşumu (Timpani) Nedenleri:Yonca, tırfıl, fiğ gibi yem bitkileri, yeşil hububat taneleri, çiçeklenme devresinden önceki her türden yeşil otların fazla miktarda yedirilmesi, yeşil otların kızışmış olarak verilmeleri ve yemlerin kırağılı veya soğuk olması sonucu meydana gelir. Ayrıca, tane yemlerden sonra bol su verilmesi de hastalığın nedenidir. Yeme bağlı gaz oluşumu dışında, yemek borusu gibi geçiş yollarının daralması veya tıkanmasında da gaz oluşur. Belirtileri: Gaz yapıcı yemin yenmesinden 15-60 dak. sonra karın hacmi genişler, sol açlık çukurluğu belirgin bir şekilde kabarır. Korunma Yolları:Riskli yemler alıştırılarak verilmelidir. Özellikle ahır besisinden mera besisine geçilirken 10-15 günlük alıştırma dönemi uygulanmalıdır. Rasyondaki kaba yem oranı %18'den az olmamalı, toz yemler yerine pelet yemler kuru olarak verilmelidir. * Yabancı Cisim Hastalığı Nedenleri: Sığırlar obur hayvanlar oldukları için yemleri ile birlikte tel,çivi, iğne gibi sivri cisimleri alırlar.Bu cisimler karın hacminin artması sonucu sırasıyla börkenek, karın duvarı zarı ve hatta karın duvarı ile göğüs boşluğu arasındaki diaframa batar. Açlık,özellikle P ve protein bakımından yetersiz besleme ve çöplük benzeri yerlerde otlatma bu cisimlerin alınma ihtimalini artırır. Belirtileri: Başlangıçta süt veriminin ani azalması, hareket etmede isteksizlik, yatıp kalkarken inleme, sırtta kamburluk ve geviş getirmede azalma dikkati çeker. Eski olaylarda kısmi iştahsızlık,süt veriminin azalması,yavaş ve sakınarak yürüme,işkembede aralıklı gaz oluşumu görülür.Hastalığın seyri sırasında, bazen batıcı cisimler kalbe kadar giderek tedavisi mümkün olmayan hastalığa neden olmaktadırlar. Korunma Yolları: Sığırlar dengeli beslenmelidir. Çöplük ve benzeri yerlerde otlatılmamalıdır. Mümkünse tel balyalar kullanılmamalı, eğer tel balyalar kullanılıyorsa ayrı bir yerde toplanmalı, rastgele tarlalara ve gübre içine atılmamalıdır. Ahırlarda, yemliklerde tel,çivi gibi yabancı cisimler bırakılmamalıdır.Kadınlar yaka ve örtülerindeki iğnelere dikkat etmelidirler.Yabancı cisimlerin alınma ihtimali fazla olan yerlerde düvelere 16-18 aylık dönemde mıknatıs yutturulması için Veteriner Hekime başvurulmalıdır. * Börkenek İle Kırkbayır Arası Deliğin Tıkanması Nedenleri: Sığırların yemleri ile birlikte alabilecekleri naylon torba,her türlü bez ve paçavra parçası,kıl yumaklarının börkenek ile kırkbayır arasındaki deliği tıkaması sonucu meydana gelir. Belirtileri: İştahsızlık, aşırı su içmesine rağmen susuzluk hissinin kaybolmaması, dışkılamanın çok az yada hiç olmaması ile seyreder. Korunma Yolları:Açlık ve dengesiz beslemeye fırsat verilmemeli,hayvanlar çöplük ve benzeri yerlerde otlatılmamalıdır. * Kırkbayırın Kabızlığı Nedenleri: Rasyonda hububat-pirinç kavuzu, ayçiçeği kabukları, kepek, çok ince kıyılmış saman gibi hazmı güç olan maddelerin fazla olması, mera besisinden birden kuru yeme geçilmesi, düzensiz sulama ve yemlerle büyük miktarlarda kum alınması hastalığın başlıca nedenleridir. Belirtileri: İştahsızlık, geviş getirmede azalma, az miktarda-sert yumaklar tarzında dışkılama ve yatıp kalkarken inleme ile seyreder. Korunma Yolları: Rasyonda hazmı güç olan selülozca zengin yem maddeleri fazla olmamalı, mera besisinden aniden kuru yeme geçilmemeli ve hayvanlar düzenli sulanmalıdır. * Midenin Yer Değiştirmesi (Abomasum Deplasmanlar) Nedenleri: Bu hastalığın en önemli nedeni kaba yemin az, buna karşın konsantre yemin çok verilmesidir. Çünkü kaba yem az yedirilince işkembe yeterince dolmaz, konsantre yemlerin çoğu doğrudan mideye geçer. Midede sindirim olayları başlayarak mide genişler. Gebeliğin ileri dönemlerinde de yavru işkembeyi ileri ve yukarı doğru iterek işkembenin yer değiştirmesine yardımcı olur. Hastalığın nedenleri arasında yaşlılık, hareketsizlik ve aşırı mısır silajı ile beslemenin de etkisi bulunmaktadır. Bu hastalık genellikle yüksek süt verimli ve iri cüsseli ineklerde görülür. Belirtileri: İştahsızlık, süt veriminde azalma, az miktarda yapışkan ve macun gibi dışkılama ile seyreder. Korunma Yolları: Yüksek süt verimli ineklerde kaba yem oranı düşürülmemeli ve yeterince verilmelidir. Kaba yem olarak tek başına mısır silajı yedirilmemelidir. * Mide Ülseri Nedenleri: Bazı enfeksiyöz hastalıklar sırasında, mide dolgunluğu ve deplasmanı, doğum, sağım gibi stres halleri, aşırı tane yemlerle beslenme ve buzağılarda erken yaşta kötü kaliteli kaba yemlerle beslenme sonucu meydana gelir. Belirtileri: Zayıflama, hazımsızlık, iştahta azalma, süt veriminde düşüş dışkının koyu renkli olması, bazen diş gıcırdatma ve sancı gibi bulgularla seyreder. Korunma Yolları: Hayvanlara aşırı tane yem verilmemeli ve buzağılara kötü kaliteli kaba yem yedirilmemelidir. * Buzağılarda Midede Gaz Toplanması Nedenleri: Buzağılara süt veya süt ikame yemlerinin uzun aralıklarla fazla miktarda içirilmesi, sütün soğuk içirilmesi, buzağıların süt veya süt ikame yemlerini çok hızlı içmeleri sonucu oluşur. Belirtileri: Süt veya süt ikame yemleri verildikten bir saat sonra karında şiddetli genişleme dikkati çeker. Korunma Yolları: Buzağılar 12 sa.ten daha az aralıklarla, soğuk olmayan süt veya süt ikame yemleri ile beslenmelidir. Süt ikame yemleri aşırı sıcak olmamalı, 45-50 °C sıcaklıkta hazırlanmalı ve içirilmeden önce 42 °C' a düşürülmelidir. Pratik olarak elle kontrol edildiğinde süt sıcak havada soğuk, soğuk havada sıcak hissedilmelidir. * Buzağılarda Beslenmeye Bağlı İshaller Nedenleri: Buzağıların fazla süt emmeleri veya suni emzirme sırasında fazla süt verilmeleri, sütün soğuk yada bozulmuş olması, yüksek ısıya tabi tutulmuş süt tozları ile besleme ve mamaların fazla miktarda sulandırılması sonucu meydana gelir. Belirtileri: Uzun süreli, büyük hacimli, kötü kokulu ve köpüklü dışkılama, kıl örtüsünde düzensizlik, kılların parlak görünmemesi ve yer yer dökülmeler görülür. Korunma Yolları: Buzağılara soğuk, bozulmuş sütler verilmemelidir. Günde canlı ağırlığın %10'undan fazla süt içirilmemeli,3 haftalıktan önce mama ile beslenmemelidir. Mamalar süt ürünleri kaynaklı ve iyi kaliteli olmalıdır. METABOLİZMA HASTALIKLARI * Süt Humması (Hipokalsemi-Paresis Puerperalis) Doğumu takiben birkaç gün içinde süt ineklerinde görülür. Özellikle süt verimi yüksek hayvanlarda daha fazla görülür. Nedenlerioğumdan sonraki ilk 2 günde kandaki kalsiyum düzeyinin düşük olmasıdır. Kuru dönemde ineklere günde 100 gr.dan fazla kalsiyum ve 80 gr.dan fazla fosfor verilmesi önemli nedenlerindendir. Ayrıca, yüksek süt verimi, ineklerin 5 yaşından büyük olmaları ve daha önceki yıllarda süt humması geçirmeleri hastalığın görülmesini artırır. Süt veriminin artması sonucu metabolik ihtiyaçların karşılanamaması,kurudaki yetersiz beslenme, yavru atma diğer nedenler arasındadır. Hastalığın görülme riskini azaltmak için kalsiyum ihtiyacının düşük olduğu, kurudaki dönemde (gebeliğin son 2 ayında), yonca gibi fazla miktarda kalsiyum içeren yemlerden aşırı yedirilmemelidir. Belirtileri: Genellikle doğumdan sonraki ilk iki gün içinde görülür.Başlangıçta iştah kesilir, baş ve ayaklarda titreme, sallantılı yürüyüş ve kolayca düşme gözlenir. İkinci aşamada hayvan bilincini yitirir, inleme görülür, boyun kaslarında kasılma olur, beden ısısı normalin altına düşer, nabız yükselir, yerde göğüs üstü yatar pozisyonda iken baş boyun üzerine kıvrılmış, kulaklar düşmüş ve soğumuş durumdadır. Dışkı ve idrar yaptığı görülmez. Bütün bunların sonucunda komaya girer. Korunma Yolları: Kuru dönemde, özellikle doğuma son 2-3 hafta kala rasyonda günlük kalsiyum miktarı 80 ve en fazla 125 gr. olmalıdır. Rasyonda Ca/P oranı 1/1, hatta 1/3.3 oranında olmalıdır. Gebe ineklerin hareket etmeleri sağlanmalıdır. Tedavi Tedavisi mümkündür. Acilen bir veteriner hekime başvurulmalıdır. * Yatalak Sendromu (Downer Cow ) Nedenleri: Nedenlerinden başlıcası (%80-90) süt hummasının tam olarak tedavi ettirilmemesidir. Bunun dışında diğer hastalıklar ve beslenme problemleri, doğum sonrası yaralanmalar, ineklerin aşırı yağlı ve kilolu olmaları, zeminlerin kayganlığı hastalığın meydana gelmesinde rol oynar. Daha çok yüksek süt verimli ineklerde 4-6 yaşlarında ve doğumdan sonraki 10 günde görülür. Doğum döneminde yatan ineklerin %20'sini oluşturur. Belirtileri: Doğumdan sonra ayağa kalkamamasına rağmen yeme ve suya karşı iştahası çoğunlukla normaldir. Dışkısını ve idrarını yapar. Ayağa kalkma çabası vardır, sürünerek yer değiştirebilirler. Bu nedenle ön taraflarını kaldırabilirken, arka taraflarını yalnız birkaç cm kaldırabilirler. Korunma Yolları: Süt hummasının oluşumu önlenmelidir. Süt humması olayları en kısa sürede tedavi ettirilmeli ve tedavi edilmesine rağmen ayağa kalkmayan veya ayağa kalktığı halde tekrar yatma durumlarında en kısa sürede yeniden Veteriner Hekime haber verilmelidir. Çünkü 4 saatten daha fazla aynı tarafına yatan ineğin ayaklarında tutukluk olmakta ve ayağa kalkması güçleşmektedir. Bu amaçla yatan ineklerin 4 saatte bir pozisyonu değiştirilmeli, altlarına kuru ve bol altlık atılmalıdır. İnekler doğumdan 4 gün önce doğum bokslarına alınmalı ve burada bol ve kuru altlıklı ortamda tutulmalıdır. Ahır zeminlerinin kaygan olması önlenmelidir. * Doğum Öncesi Felci Nedenleri: Asıl nedeni rasyonda fosfor noksanlığıdır. Kötü beslenme koşullarının yanında kalsiyum noksanlığı da hastalığın oluşumunda rol oynar. Belirtileri: Doğuma 2-3 hafta kala ayağa kalkamama ile kendini belli eder. Yeme ve içme normaldir. Dışkı ve idrarını yapar. Korunma Yolları: Kalsiyum ve özellikle fosfor noksanlığından korumalıdır. Özellikle kurak dönemlerde önlerine fosfor içeren yalama taşları konulmalıdır. * Çayır Tetanisi (Hipomagnezemik Tetani) Kışın uzun süre ahırda beslenen sığırların baharda merada otlatılması sonucu; öz su bakımından zengin yeşil otları fazla yemesinden doğan bir hastalıktır. Nedenleri:Magnezyum yetersizliğine bağlı oluşur. Genç meralar magnezyum bakımından fakir, potasyum ve sodyum yönünden zengindir. Potasyum ve sodyumun fazla olması magnezyumun emilmesini engellemektedir. Belirtileri:Hayvan otlamayı keser, huzursuzdur, saldırgandır. Birkaç saat sonra merada ölmüş olarak bulunabilir. Tedavi:Erken dönemde tedavi edilebilir. Acilen bir veteriner hekime başvurulmalıdır. * Kemik Erimesi (Osteomalazi) Nedenleri: Başlıca nedeni uzun süren fosfor noksanlığıdır. Fosfor noksanlığına yol açan durumlar ise, toprağın fosfor bakımından fakir olması, kurak mevsimlerde yetişen bitkilerde fosfor oranının düşük olması, rasyonda protein noksanlığı, erozyon, toprağın hatalı gübrelenmesi sayılabilir. Dolaylı olarak da, rasyonda kalsiyumun yüksek ve D vitaminin düşük olmasıdır.Ayrıca, sindirim bozuklukları, A vitamini noksanlığı, paraziter hastalıklar fosfor noksanlığına yol açmaktadır. Yüksek süt verimli ve yaşlı ineklerde görülür. Belirtileri: Başlangıçta verim ve kilo kaybı, boğaya gelme aralıklarında düzensizlik ve gebe kalma oranında azalma gibi son derece önemli ekonomik kayıplara neden olur. Bu dönemde uygun olmayan cisimleri yalama ve yeme (pika) dikkati çeker. Daha sonraları yürüyüş bozukluğu, özellikle ön ayaklarda topallık, yürürken çıtırtılı sesler, sırtta kamburluk, hareket etmede isteksizlik görülür. Uzun süre yerde yatarlar, ayağa kalkmak istemezler. Yerde yatarken de iştahları iyidir. Kıl örtüsü parlak değildir. Korunma Yolları: Fosfor noksanlığı önlenmelidir. Hayvan başına günde en az 15 gram fosfor almaları sağlanmalıdır. Fosfor noksanlığı çekilen bölgelerde doğuma 1-2 hafta kala ve sağmal dönemde yemlerine hayvan başına günde 40-80 gr dikalsiyum fosfat (DCP) ilave edilmelidir. İneklerin önlerinde sürekli olarak fosfor içeren yalama taşları bulundurulmalıdır. * Raşitizm Nedenleri: Kalsiyum, fosfor ve D vitamini noksanlığı sonucu buzağı ve danalarda görülen bir hastalıktır. Kötü ahır şartlarında barındırılan buzağı ve danalarda ise güneş ışınlarından yararlanamama sonucu D vitamini eksikliği önemli rol oynar. Belirtileri: Gelişme geriliği, zayıflık, yürüyüş bozukluğu, ayak eklemlerinde şişlik, ayaklarda eğilme, fıçı bacaklılık, diş değiştirmede gecikme ve düzensizlik, göğüs kafesinde basıklık ve sırtta kamburluk görülür. Korunma Yolları: Gebe ineklere iyi kaliteli kuru ot verilmeli, gebe ve sağmal ineklerin yemlerine kemik unu veya DCP katılmalıdır. Gebelik devresinde ineklerin yemlerinde yeterli düzeyde A ve D vitamini bulundurulmalıdır. Bu vitaminler yemlerle yeterince sağlanamıyorsa gebeliğin son aylarında enjeksiyon tarzında verilmelidir. Buzağılar güneş ışınlarından yararlanması için açık havada günde birkaç saat dolaştırılmalıdır. * Ketosis Nedenleri: Hastalığın nedeni yüksek süt verimli ineklerde sağmal dönemde oluşan enerji açığıdır. Bu ya rasyondaki enerji azlığından yada gıda alımını azaltan birçok hastalıktan meydana gelir. Hayvanların aşırı yağlanması ve hareketsizlik önemli rol oynar.Olayların %90'ı doğumdan sonraki ilk 2 ayda ve bunların da çoğu ilk ayda gözlenir. En sık olarak 4. ve 5. doğumunu yapan ineklerde meydana gelir. Belirtileri: Ketosis gizli (subklinik), sindirim ve sinirsel olmak üzere 3 formda seyreder. Gizli form : En yaygın tipi olup, yalnız süt verimi ve döl veriminde azalma ile seyrettiğinden direkt olarak üzerinde durulmamakta veya gözden kaçmakta; bu nedenle de büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Sindirim formu: Süt verimi ve iştahta azalma, ilk önce konsantre yeme, sonra silaja ve en son da diğer kaba yemlere iştahsızlık görülür. Gitgide kilo kaybı, harekette isteksizlik ve çoğunlukla kuru, sert dışkılama dikkati çeker. Sinirsel formu: Nöbetler tarzında 1-2 saat süren ve ani başlayan sinirsel belirtilerle seyreder. Korunma Yolları: Gebe inekler doğuma 40 gün kala kuruya alınmalı ve bu sürede 3-4 kg' dan fazla konsantre yem verilmemelidir. Bu dönemde ineklerin hareket etmeleri sağlanmalıdır. Rasyonda kaba yem oranı en az %40 olmalıdır. Doğumdan sonraki ilk dönemlerde kötü hazırlanmış silaj yemleri, çürümüş ve acımış yem maddeleri, acımış yağlar ve yağlı tohum küspeleri gibi yemler mümkün olduğu kadar az kullanılmalıdır. Tedavi Tedavisi mümkündür. * Karaciğer Koması ( Karaciğer Yağlanması ) Nedenleri: Rasyonda yağ oranının aşırı miktarda fazla olmasından ileri gelir. Kuruda kalma devresinde yeterli kaba yem verilmeyip, hububat ve yağlı tohum küspeleri bakımından zengin yemlerle besleme karaciğer yağlanması için risktir. Gebelik döneminde uzun süre kuru dönemde kalma, düzensiz besleme hastalığın oluşumunda rol oynar. Hastalık doğumdan sonraki dönemde ve gençlerde daha çok görülür. Belirtileri: Bu hastalığın en önemli belirtisi doğumdan önce aşırı kilolu olmaları, semirtilmeleri, doğumdan sonra ise şiddetli zayıflamalarıdır. Korunma Yolları: Ketosisin korunma yollarında bahsedilen tedbirler bu hastalıkta da uygulanmalıdır. Gebeliğin son 1/3'ünde ve kuru dönemde ineklerin aşırı yağlanması önlenmelidir. * A Vitamini Eksikliği (A Avitaminosis) Nedenleri: Başlıca nedenleri yeterince yeşil ot yedirilmemesi, kötü kaliteli kuru meralarda otlatma, yemlerin yüksek ısı, nem ve ışığa maruz kalmasıdır. A vitamini eksikliği kışın kapalı ahır şartlarındaki sığırlarda ve özellikle dana ve buzağılarda daha çok görülür. Belirtileri: Başlangıçta gece körlüğü, daha sonraları gündüz körlüğü; kuru, kaba ve kepekli görünümde kıl örtüsü; kuru-kabuklu ve çatlamış tırnak yapısı, gelişmekte olanlarda büyümenin azalması ve yürümede koordinasyon bozukluğu, yetişkinlerde kilo kaybı ve yavru alamama problemleri ile seyreder. Korunma Yolları: Hayvanlara yeşil ot yedirilmeli ve yemler uygun şartlarda işleme tabi tutulup saklanmalıdır. A vitamininin günlük asgari alınması gereken miktarı 40 IU/kg' dır. Bu miktar 60-80 IU/kg düzeyinde ve hatta gebelik, süt verimi gibi durumlarda bu düzeyin de %50 fazlası sağlanmalıdır. İki ay ara ile 3000-6000 IU/kg dozunda A vitamininin adele içi uygulamaları yeterli olmaktadır. * Beyaz Kas Hastalığı Selenyum ve E vitamini noksanlıklarında görülür. Buzağı için önemlidir. Nedenleri; Hayvanın yemlerle yeterli miktarda selenyum ve E vitamini alamamasıdır. Belirtileri; Bitkinlik, durgunluk, solunum sayısı artışı, tutuk yürüyüş, ayağa kalkmada güçlük gibi belirtiler görülebilir. Tedavi ; Tedavisi mümkündür. BAKTERİYEL HASTALIKLARI * Buzağı Septisemisi Hastalık; inek yetiştirilen yerlerde fazla görülür ve kayıplara sebep olur. Yeni doğan hayvanların bir arada tutulduğu bölgelerde, soğuk, pis, rutubetli ve karanlık ahırlarda enfeksiyon daha yaygındır. Mikropla bulaşık süt, su ve gıdaların sindirim sistemi aracılığıyla vücuda alınması ile enfeksiyon oluşur. Nedenleri: Hastalığın başlıca etkenleri E.coli bakterisi, Rota ve Corona viruslardır. Bu etkenlerin yanında birçok bakteri ve viruslar da rol oynar. Bu etkenlerin hastalığı meydana getirmesinde birçok neden bulunmaktadır. Bunlar : Buzağının yaşı: Genellikle 4 günlükten küçük yaşta (özellikle E.coli) başlar ve 3 haftalığa kadar, hatta bir aylığa kadar ki dönemde görülür. Ağız sütünün yetersiz verilmesi: Her canlı gibi buzağılar da doğduktan kısa süre sonra kolostrum dediğimiz ağız sütünü almalıdırlar.Çünkü ağız sütünün içerisinde anasının hayatı boyunca geçirdiği hastalıklara ve olduğu aşılara karşı antikor denilen koruyucu maddeler bulunmaktadır. İneklerin rahimlerindeki yavru zarları çok katlı olduğu için buzağılar ana karnında iken bu koruyucu maddelerden yararlanamazlar. Bu nedenle koruyucu maddelerin mutlaka doğumdan sonra ilk 3 sa.te alınması gerekir. Buzağılar günde, iki öğünde canlı ağırlığının 1/10'u kadar ağız sütü almalıdırlar. Örnek verilecek olursa; 40 kg' lık bir buzağıya 2 lt sabah, 2 lt akşam ağız sütü verilmelidir. Ağız sütünün koruyucu maddeleri bulundurmasının yanında normal süte göre diğer üstünlükleri de vardır Ağız sütüne acımsı tadı veren içindeki magnezyum sülfat (İngiliz tuzu) 'dır. Bu madde buzağının bağırsağındaki ilk barsak içeriğinin atılmasını sağlar. Ayrıca ağız sütünün besleyici yönü fazladır. Ananın yaşı: Genç ineklerin yavruları yaşlı ineklerin yavrularına göre hastalığa daha çok yakalanabilirler. Çünkü yaşlı ineklerin ağız sütünde hayatı boyunca kazandığı koruyucu madde daha fazladır. Gebe ineğin kuruya geç alınması: Gebe inekler doğuma en geç 40 gün kala kuruya alınmalıdır. Daha geç alınacak olursa, karnındaki yavruyu yeterince besleyemez ve bu tür yavrular cılız doğar, hastalıklara daha çok yakalanırlar. Soğuk, yağışlı ve rüzgarlı havalar: Bu tür havalar buzağının direncini kırarak hastalıklara yakalanmasına zemin hazırlarlar. Doğum localarının temiz olmaması: Ortam temiz olmadğı zaman buralarda daha çok mikrop olacağından buzağılar yeni doğduklarında korumasız olduklarından bu mikroplarla karşı karşıya gelir. Kalitesiz süt ikame yemi verilmesi: Buzağılar yeterince beslenemediğinden ve sindirim bozukluğu olduğundan hastalıklara yakalanma şansı artar. Bu hastalık sıkça görüldüğünden ve bazı durumlarda tedaviye rağmen ölümle seyrettiği için önemli bir problemdir. Belirtileri: Hastalık değişik şekillerde seyreder. Septisemi formu:Genellikle 4 günlükten küçüklerde durgunluk,ayağa kalkamama, sütünü emmeme, başlangıçta ateş ve sonra vücudun soğuması görülür. İshal formu: Sulu macun gibi, açık sarı-beyaz, açık kahve renkli, koyu yeşil, kötü kokulu ishal gözlenir. Kuyruk ve çevresi ishalle bulaşık görünümdedir. Enterotoksemik form: 3-5 günlükten büyüklerde ani olarak ortaya çıkar. Şiddetli halsizlik, yerde yatar durumda, zaman zaman çırpınma durumundadır. Teşhisuzağılarda hastalığı tanımlamak kolay olmasına karşılık nedenin ortaya çıkarılması için laboratuvar muayenelerine ihtiyaç vardır. Tedavi: Hastalar ayrılarak geniş spektrumlu antibiyotikler ve sülfonamidlerle tedaviye çalışılır. Analar gebeliğin 7. ayından itibaren kuruya çıkarılacağı zaman, E. coli aşısı ile birer hafta ara ile 3 defa aşılanır. Bunun için bir veteriner hekime başvurulmalıdır. Ayrıca yavrulara doğduktan hemen sonra bağışıklık arttırıcı serumlar uygulanır. Hayvanları kuvvetlendirmek için vitaminli preparatlar, ishal kesen ilaçlar, mineral maddeler verilir. Hayvanlara iyi bir gıda rejimi uygulanır ve hijyenik tedbirler alınır. Korunma Yolları : Hastalığı oluşturan nedenler en aza indirilmelidir. İneklere gebeliğin 7.ayından itibaren E.coli ve hatta Rota, Corona virus içeren karma aşılar yaptırılmalıdır. Doğan buzağıya ilk 3 sa.te mutlaka canlı ağırlığının %5’i kadar ağız sütü içirilmelidir. Doğan buzağılara ilk saatlerde septisemi serumu uygulanmalıdır. Genç ineklerden doğan yavrulara o dönemde doğum yapmış yaşlı inek varsa ağız sütünden içirilebilir. Hatta bu amaçla, yaşlı ineklerin ağız sütleri derin dondurucu veya buzlukta saklanabilir. * Antraks (Şarbon) Nedenleri: Hastalığın etkeni Bacillus antracis adı verilen bir bakteridir. Bu bakterinin spor formları dış ortamlarda uzun süre dayanıklı olarak kalır. Sığırlardan başka koyunlarda da yaygın olarak ortaya çıkar. İnsanlara bulaşabilen bir hastalık olması (zoonoz) ve hemen hemen %100 ölümle seyretmesi nedeniyle önemli bir hastalıktır. İhbarı mecburidir. Belirtileri: Bazı olaylar 1-4 sa. içinde hiçbir belirti göstermeden ölümle seyreder. Diğer bir kısmı da 1-2 günde durgunluk, yüksek ateş, iştahsızlık, vücudun çeşitli yerlerinde şişlikler olması, ishal, sütün kan içermesi veya sarı renkte olması, ölmeden önce ağız, burun, anüs ve genital kanaldan kan gelmesi ile karakterizedir. İyileşen hayvanlar ise, bir süre daha süt ve idrarlarıyla etkeni etrafa saçarlar. Bulaşma:Antrakstan ölmüş hayvana kesinlikle otopsi yapılmamalıdır. Ölen hayvana eğer otopsi yapılırsa kandaki bakteriler kısa sürede spor haline geçer, araç-gereç ve çevreye bulaşır. Kan emici, sokucu sinek ve böcekler antraks sporlarını taşıyabilir ve bulaştırabilirler. Ayrıca bulaşık kemik unu, kıl, yapağı, deri, silaj yemi gibi maddeler bulaşmada önemli rol oynarlar. Bulaşma başlıca üç yolla olur: 1) Sindirim sistemi yoluyla: Su, yem, ot, kemik-unu ile gıdalara bulaşan etken sindirim sisteminde bulunan yara-çiziklerden girerek enfeksiyon oluşturur. 2) Solunum sistemi yoluyla: Hayvanlarda nadiren görülen bu yolla bulaşma, daha çok insanlarda meydana gelir. 3) Deri yoluyla: Çizik, yara, operasyon yarası gibi nedenlerle bütünlüğü bozulan deriler etken için en uygun giriş kapısıdır. Buradan etken girerek enfeksiyon oluşturur. Klinik bulgular: Enfeksiyon çok hızlı, hızlı ve düşük hızlı şekilde seyreder. Çok hızlı form: Beyin kanaması sonucu hayvanda sendeleme, solunum güçlüğü, ayakta duramama, titreme, halsizlik görülür ve bu tablonun sonunda yere düşerek, kısa bir süre içinde ölür. Ölümden önce ve sonra ağız, burun ve anüsten pıhtılaşmayan kan gelir. Hızlı ve düşük hızlı form: Vücut ısısı 40-42 oC'ye kadar yükselir ve bir müddet sonra düşer. Hayvanlar 3-4 gün içinde ölürler. Bu olayların çoğunda hayvanda iştahsızlık, huzursuzluk, depresyon tablosu izlenir. İleri olgularda ishal, koyu kırmızı renkte idrar, boğaz altında ve vücudun diğer yerlerinde ödemler görülür. Süt verimi azalır. Gebeler yavru atar. Teşhisu hastalık çok hızlı seyrettiğinden ani ölümler şeklindeki olaylardan dolayı klinik bulgular tespit edilemez. Bu şekliyle teşhisi zordur. Antrakstan ölmüş hayvana kesinlikle otopsi yapılmamalıdır. Ancak otopsi yapılmış ise laboratuvara kan, dalak, kemik, kulak parçası en seri şekilde usulüne uygun olarak gönderilmelidir. Tedavi:Çok hızlı ve hızlı seyrettiğinden kısa sürede ölüm meydana getiren bu hastalıkta tedavi pek mümkün değildir. Ancak büyük baş hayvanların bu hastalığında tedavi yapılabilmektedir. Bu hayvanlara yüksek dozda antibiyotik (penisilin, streptomisin ve oksitetrasiklin) uygulanabilir. Bu antibiyotiklere ilaveten hasta hayvanlara bağışıklık serumu verilebilir Korunma Yolları: Kadavra ve her çeşit bulaşık hayvan materyali ve bulaşık nesneler tamamen kaldırılarak derin çukurlara gömülmelidir. Hastalık çıkan odaklara karantina uygulanmalıdır. Dış görünüşü normal olan hayvanlara aşı yaptırılmalı, temas veya temas şüphesi olanlara veteriner hekimin önereceği bir antibiyotik uygulatılmalıdır. Hastaların bulunduğu çevre kuvvetli dezenfektanlarla dezenfekte edilmelidir. Antraks çıkan bölgelerde yılda bir kez aşı uygulanmaktadır. Antrakstan ölen hayvana otopsi yapılmayıp, doğal delikleri tıkanarak en az 2 m derinlikte çukur açılır gömülmeli ve üzerine sönmemiş kireç dökülerek kapatılmalıdır. * Brusellozis (Akdeniz Humması) Nedenleri: Hastalığın etkeni Brucella abortus bakterisidir. Etken merada kış aylarında 100 gün, yaz aylarında 30 gün kadar yaşar. Bulaşma :Ağız yolu ve çiftleşme iledir. Bütün dünyada yaygın olan bu hastalık, her yaşta meydana gelirken süt ineklerinde yüksek oranda görülür. Hastalık mikropla bulaşık atık yavru, yavru zarı ve sıvıların hayvan yemlerine, mera otlak ve içme sularına karışması ve bunların hayvanlar tarafından alınmasıyla bulaşır. Ayrıca, hastalığa yakalanmış hayvanlar, süt, üreme organından gelen akıntı, idrar ve dışkı ile çevreye bol miktarda mikrop saçarak hastalığın yayılmasına sebep olurlar. Aynı zamanda satın alınan hastalıklı bir ineğin sağlıklı bir sürüye girmesiyle hastalık yayılır. Yaygınlığı fazla olmasına rağmen ölüm oranı düşüktür. İneklerde yavru atmaya neden olması ve insanlara bulaşması (zoonoz) nedeniyle çok önemlidir. Belirtileri: İnek ve düvelerde özellikle gebeliğin son 1/3'ünde yavru atmaya neden olur. Hastalığa yeni yakalanmış hayvanların hemen hemen yarısına yakını yavru atar. Yavru zarlarını atamama, rahmin iltihabı ve döl tutmama oluşabilir. Boğalarda ise yumurtalıklarında (testislerinde) iltihap ve şişlik görülür. Ayrıca hem erkek hem de dişilerde topallığa neden olur. Teşhis : Hastalığın teşhisi atık yavru ve yavru zarı mümkün olduğu hallerde taze ve bütün olarak laboratuvara gönderilmesi veya hayvanlardan alınan kanların muayenesi ile yapılır. Korunma Yolları: Yavru atan ana hayvanlar esas sürüden, bulunduğu ahırdan ayrılarak uzak bir yerde 3-4 hafta sağlam hayvanlardan ayrı tutulmalıdır. Atık yapmış hayvanlar üreme organı akıntısı, idrar, dışkı, atık yavru, yavru zarı ve sıvıları ile bulaşık yerler, ahır zeminleri topraksa 10-15 cm kazıttırılarak; şayet betonsa, tüm gübre ve yataklıklar toplanarak, ahırdan uzak bir yerde iyice yakılır. Ahırda tüm temizlikler yapıldıktan sonra etkili bir ilaçla ahır ve yemlikler dezenfekte edilir. İlaçlanan ahırlar en az 10-15 gün boş bırakılır ve ilk ilaçlamadan sonra ikinci kez tam bir ilaçlama daha yapılır. Hayvan yetiştiricileri hastalık hakkında yeterli bilgiye sahip olmalı; sürüye dışardan kontrolsüz, muayenesiz ve hastalıklı hiçbir hayvan sokulmamalıdır. Hayvanlar belli aralıklarla kan muayenelerine tabi tutulmalıdır. Hasta boğa ve mikroplu spermaların kesinlikle kullanılmaması gereklidir. Ahırların ve buralarda bulunan her türlü malzemenin belli zamanlarda ilaçlanması şarttır. Dişi buzağılar ilk olarak 3-8 aylık iken daha sonra senede bir defa Brusella aşısı ile aşılanmalıdırlar. Aşılanma ile hayvanlar hastalığa karşı daha dayanıklı olur. Brusellozis hastalığı, hastalıklı hayvanların çiğ sütlerini içen veya bu mikroplu sütlerden yapılan taze peynir, krema ve tereyağ gibi gıdaların yenilmesi ile insanlara geçer. İnsanlarda dalgalı ateş, terleme, halsizlik, uykusuzluk, iştahsızlık, baş ve eklem ağrıları görülür. |
|
Etiketler |
bilgiler, faydalı, hakkında, hayvan, sağlığı, veteriner |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
| |