08-Aralık-2024, 20:15 | #1 |
Üye No: 83 Kayıt Tarihi: 22-Kasım-2024 Mesajlar: 156 Konular: 111 Nerden: Malatya Takımı: Galatasaray Meslek: Aldığı Beğeni: 6 Beğendikleri: 4 | Kıskanmamak Mümkün mü? Yaşam döngüsüne baktığımızda bir bebek ilk başta çoğu temel duygularını ağlayarak ya da gülerek ifade eder. Üzüntüsünü, korkusunu, heyecanını… Tüm duygular vardır içinde, ancak nasıl yansıtılacağı ile ilgili tecrübe kazanmamıştır. Duygularını ifade edebilecek kadar kelime haznesi oluşmamıştır. Ama yine de bir şekilde hissettiklerini yansıtır. Çünkü insan bebek de olsa yaşlılık döneminde de olsa duygularını paylaştıkça rahatlar, onları karşı tarafa aktarabildikçe hissettikleriyle ilgili bir çözüm yolu ya da karşılık bulur. Ergenlik durumunda ise bu durum, duygular açısından daha da boyut değiştirir. Bireyler duygularını çoğunlukla var olandan daha yoğun yaşayarak daha yoğun yansıtmaya başlarlar. Sadece üzüldükleri bir konuda büyümenin vermiş olduğu sancılarla birlikte yoğun öfke belirtileriyle dışarıya yansıtabilirler bu üzüntüyü. Tüm bu aşamaları sağlıklı bir şekilde geçip yetişkinlik dönemine ulaşan bireyler artık duygularını nasıl ifade edeceği konusunda bilgi sahibi olmuştur. Kaygılandığında, umutsuzluğa kapıldığında, sevindiğinde bu duyguları dışarıya yansıtır. Hiçbir duygu kalıcı değildir; ancak duygumuzu yansıttığımızda karşı tarafta bıraktığımız etki kalıcıdır. Yine de, bazı duyguları daha yoğun bazı duyguları daha az hissetmemizde genetik, çevresel, kişisel, psikolojik faktörlerin etkisi büyüktür. Duygular, her yaşta değişiklik gösterdiği gibi her kişide de farklı şekilde kendini gösterebilir. Bu yüzden zaman zaman “Öfkemizi nasıl kontrol ederiz?”, “Sevgimizi karşı tarafa nasıl yansıtırız?”, “Kıskanmamak mümkün müdür?” gibi seminerler başlıklarıyla karşı karşıya kalabiliriz. Duygular üzerine bu kadar yoğunlaşmışken, sahiden de kıskanmamak mümkün müdür? Kıskançlık da diğer tüm duygular gibi insanların verdiği doğal tepkiler olduğu için tamamen içimizden yok etmek mümkün olmayabilir. Ancak bir kişi, bu duygusunun farkında olarak ve kıskançlık duygusunu yönetmeyi öğrenerek bu duygunun olumsuz etkilerini hem kendisi için hem de karşı taraf için azaltabilir. Bebeklikten beri içimizde var olan bu kıskançlık duygusu, diğer tüm duygular gibi karşı tarafın sınırlarını ihlal etmediği sürece sağlıklıdır ve yaşanabilir bir duygudur. Örneğin, bebeklik döneminde annesinin başka bir bebekle ilgilendiğini gören bir bebek, ağlayabilir, huzursuz olabilir ve annesinin dikkatini yeniden üzerine çekmeye çalışabilir. Bu durum da kıskançlık duygusunun erken yaşlarda bile var olduğunu bize gösterebilir. |
|
Etiketler |
kıskanmamak, mümkün |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
| |